İş kazası işçinin işverenin gözetimi altında bulunduğu sırada işyerinde ve yahut işyeri dışında işverenin herhangi bir faaliyetinin yürütüldüğü durumda, kısaca, işçinin işveren menfaatini yürüttüğü herhangi bir faaliyet sebebiyle, işverenle bağlantısı kurulabilen bedeni hasarlar, meslek hastalıkları, işyerinden kaynaklanan bulaşıcı hastalıklar, işçinin işveren faaliyet sebebiyle trafik kazası geçirmesi kişinin sağlığına müdahale olarak düşünülün tüm durumlar iş kazasıdır. İş kazası avukatı da bu durumlarla karşılaşan bireylerin haklarını savunan kişiye denir. İş kazası tazminatlarında avukat vasıtası ile yürütülen dosyalar kısa zamanda ve istenen hedefe (tazminata) en yakın olarak sonuçlandırılır. Ofisimiz iş kazası avukatı noktasında İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli, Balıkesir, Çanakkale, Edirne, Tekirdağ, Sakarya, İzmit, İzmir vb. 81 ilde sizlere destek vermekteyiz. İş kazalarında örnekleme yapılacak olursa;
Yüksekten düşme bir iş kazasıdır. İşçinin üzerine İnşaat malzemelerinin düşmesi bir iş kazasıdır. İşçinin kazı yapılan yere düşmesi bir iş kazasıdır.
İşçinin foseptik çukuru atık bölgelerinin içerisine düşmesi bir iş kazasıdır.
İşçinin sivri uçlu malzemelerle çalışırken kendini ve yahut başka bir iş arkadaşını yaralaması bir iş kazasıdır. İşçinin herhangi bir uzvunun iki sert cisim arasında sıkışması suretiyle yaralanması ve yahut yaşamını yitirmesi bir iş kazasıdır. İşçinin operatörlüğü yaptığı kepçe kamyon vinç vesaire araçlar üzerindeyken yaptığı kazalar ve yahut sebebiyet verilen kazadan dolayı başka işçiler üzerinde doğan bedeni hasarlar bir iş kazasıdır. Şantiye içerisinde gerçekleşen trafik kazaları bir iş kazasıdır. İşçiyi elektrik çarpması bir iş kazasıdır. Yapı çökmesi bir iş kazasıdır. İşçinin inşaat iskelesinden düşmesi bir iş kazasıdır. Çatıdan düşme ve hemzemin düşmeler (bulunduğu zeminde yere düşenler) bir iş kazasıdır. Merdivenden düşmek bir iş kazasıdır. Yük asansöründen düşmek bir iş kazasıdır. El merdivenden düşmek bir iş kazasıdır. Asansör boşluğu ve merdiven boşluklarından düşmek bir iş kazasıdır. Elle taşınan malzemelerin işçinin üzerine düşmesi bir iş kazasıdır.
Malzeme istifinin işçinin üzerine düşmesi bir iş kazasıdır. Bu ve benzeri kazalar yaşayan kişilerin tazminat hakları mevcuttur. İş kazalarında tazminat alabilmek için yapılması gerekenlerin yanında bu alanda uzman iş kazası avukatından destek alınması davanın sürecinde çok önemlidir. İş kazası tazminat avukatı noktasında “kazada tazminat” sitemizden destek alabilirsiniz.
Bir iş kazası gerçekleştiğinde işçinin; polise, doğrudan savcılığa, hastanede tedavi görüyor ise hastane personeli veya hastane polisine, bölgedeki zabıtaya bilgi vermesi gerekmekte ve olayın bir iş kazası olduğunu kayıtlara yansıtılması için beyanda bulunması gerekmektedir. İşverenin ise doğrudan kolluk kuvvetleri ve bölgede bulunan SGM (Bölge Sosyal Güvenlik Müdürlüğü) ye bildirim yükümlülüğü vardır. Eğer işverenler bu bilgi verme görevini yapmıyorsa, aynı iş yerinde çalışanla ve sair üçüncü kişiler bildirebilir. Özellikle ölümlü kazalarda 3 kişilerin bildirimlerini SGM olumlu karşılamaktadır. Sonuç olarak iş kazalarında öncelikle olayın iş kazası tespiti yapılması gereklidir. Bu iş kazası tazminat noktasında avukatın elini kuvvetlendirecektir. Kaza sonrası iş kazası bildirim tutanağı tutulması olayın seyrini olumlu yönde etkilerken ayrıca bildirim aşamasında da kazazede lehine büyük bir avantaj olur. İş kazası geçiren işçi öncelikle iyileşme sürecine önem vererek iş kazası tazminat avukatı ile yasal hakkını aramalıdır.
İş kazalarında kişilerin durumları netleştikten sonra tazminat hesaplaması kriterleri de ortaya çıkar. Öncelikle bilinmesi gereken konu iş kazası geçiren kişinin hangi kritere göre tazminat alacağıdır.
Ölümlü iş kazası sonrası tazminat geride kalan varislere veya hak sahiplerine verilir. Burada kişinin aldığı maaş, yaptığı iş, iş yerinde göre ve sorumlulukları, bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısı vb. bir çok etkeni ortaya koyarak bir tazminat tutarı belirlenir. Ancak bu hesaplamalar ancak uzman bir ekipçe yapılmalıdır. Sitemizi ziyaret ederek dosyanız hakkında detaylı bilgi verdiğiniz takdirde ölümlü iş kazası ile ilgili tazminat limitleri hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Bu durumda diğer bir faktördür. Kişinin yaralanma ölçütü, işe dönüp dönemeyeceği, bundan sonraki yaşam kalitesi, maaşı, sorumlu olduğu kişiler gibi tek tek analiz edilerek alacağı sağlık kurulu raporu eşliğinde tazminat hesaplaması tarafımızca sizlere bildirilir. Yaralanmalı iş kazalarında tazminat alım süreçleri de uzman ve iş kazası avukatı kişilerce yapılmalıdır. İş kazalarında tazminat miktarından öte izlenecek yol ve bir an önce mağdur olan kazazedeye maddi destek alınması öncelik olmalıdır. İş kazaları tazminat davası yargıtay kararlarına çok sık konu olan bir durumdur. Zira iş kazaları noktasında ülke olarak pek iyi bir konumda olmadığımız bir gerçektir. Bu anlamda iş kazası geçirenler gerek iş kazası zaman aşımı bilgilerini öğrenme gerek iş kazaları ile ilgili iş kazası tazminat davası dilekçesi gibi bilgileri öğrenerek insanlar hak arama yarışı içine girmişlerdir. Ancak iş kazasında tazminat alanların bir çoğu bireyselden ziyade iş kazası tazminat avukatlarından yardım alan kişilerden oluşturmaktadır.
İş hastalığı tazminatları veya meslek hastalığı tazminat hesaplaması gibi bir çok soru ile karşı karşıya kalmaktayız. İnsanlar mesleklerinden ötürü hak kaybı yaşadıklarında maddi tazminat talepleri olabilmektedir. Burada yine iş kazasında olduğu gibi meslek hastalıklarında da tazminat talepleri aynıdır.
Kişi meslekten ötürü ölümle karşı karşıya kalırsa burada birçok etkene bakılarak tazminat hesaplaması yapılır. Yaş, maaş, geriye kalanlar, kişinin sosyal konumu vb. birçok kıstas değerlendirilerek sizlere ofisteki arkadaşlarımızca meslek hastalığı tazminat hesaplaması bilgisi ve alacağınız tazminat iletilir.
Yaptığınız meslek sonrası aldığınız bir yara veya darbe sonrası da tazminat haklarınız yaş, maaş vb. bir çok kritere bakılarak hesaplanır. Ama öncelikle meslek hastalığından tazminat alabilmek için meslek hastalığının tespitinin yapılması gerekir. Meslek hastalığına birçok örnek verilebilir.
Bu ve benzeri birçok hastalık türü bu konuya örnektir. Meslek hastalığı listesi araması yapanlar için bu bilgiler yeterli olacaktır. Daha fazla bilgi için bizlerle iletişime geçebilirsiniz. Meslek hastalıkları noktasında zaman aşımı dahil meslek hastalığı avukatı bu konuda rapor veren hastaneler, meslek hastalığı maaşları veya meslek hastalığı dava şartları ile ilgili ofisimizden bilgi alabilirsiniz.
İş kazası veya meslek hastalığı noktasında ofisimizden avukatlık hizmeti alacak kişiler için iş kazası avukat ücretleri noktasında bilgi vermek istiyoruz. İş kazalarında süreçler kazanın durumuna göre değişiklik göstermektedir. Yani burada kazada her şeyin net olduğu birde kaza ile ilgili yeni tespitlere muhtaç durumlar arasında farklılık vardır. Bu noktada kaza ile ilgili yapılacak çalışmalar avukatlık ücretleri noktasında belirleyici olacaktır. Yasada belirtilen avukatlık bedelleri kişilerden talep edilir. İş kazası noktasında İş kazası avukatı İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli, Tuzla, Gebze, İzmit, Dilovası, Kandıra, Bursa, Trabzon, Edirne, Tekirdağ, Silivri, Çerkezköy, Antalya vb. 81 ilimiz ve yüzlerce ilçede sizlere iş kaza avukatı olarak destek vermekteyiz.
İş kazasının en çok yaşandığı sektör;
gibi birçok sektörde iş kazası yaşanmaktadır. Bu noktada bu kişilerin haklarını alma noktasında ne kadar duyarlı oldukları veya ne kadar bilinçlendirildikleri gerçekten çok önemlidir. Kazalar sonrası mağdur olanların ikinci kez mağduriyet yaşamaması için iş kazası avukatından destek alarak haklarını aramalarını tavsiye etmekteyiz. Tren kazası geçirdiniz burada prosedürü bilmeniz gerekir zira tren kazalarında avukat seçimi çok önemlidir. Tren kazaları ülkemizde zaman zaman olmakla birlikte özellikle sel ve su taşkınlarının raylarda bıraktığı tahribatlar kazalara neden olmaktadır. Tren kazası avukatı hem karayolları hem toplu taşıma kanununu iyi bilmeli buradaki muhataplardan olan Devlet Demiryolları ve özel sigorta varsa bu kurumlarla sıkı bir çalışma yürüterek kaza sonrası ölen varsa onların haklarını yaralı varsa bizzat kişinin haklarını koruyarak hak sahibine teslim etmelidir. Tren kazasında ölenlerin yakınları tazminat alabilmektedir. Tren kazalarında tazminat sürecinde yapılması gerekenlerle ilgili ayrıntılı bilgi noktasında ekibimizdeki avukatlardan bilgi alabilirsiniz. Bu noktada tren kazaları avukatı uzman kişilere tanışarak yol alınmalıdır. Yine Otobüs kazaları da benzer durumdadır. Toplu taşıma olarak adlandırılan otobüs kazalarında da avukat seçimi özenle yapılmalıdır. Ayrıca uçak kazaları, gemi kazaları çok toplu taşımaya girmese de kamyon ve kamyonet kazaları ayrıca minibüs kazalarında da avukat seçimi dikkatlice yapılmalıdır.
Kazayla alakalı olarak SGK Bölge Müdürlüğü’ne başvurulmasından sonra, Bölge Müdürlüğünden olay yerine hemen müfettişler gönderilir. Bölge müfettişleri geçirilen iş kazasına dair hastane kayıtları, işçilerin beyanları ve sair delilleri değerlendirir. Böylece müfettiş bir iş kazası raporu veya iş kazası tutanağı düzenler, rapora göre gerçekleşen olayın iş kazası olup olmadığına karar verilir. Bu kararı alan avukat bu duruma göre hareket eder.
Sağlık hizmeti sunucuları (doktor ve hemşire) kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vak'aları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir. (İSGK m.14/4). Bu bildirimler sayesinde iş kazaları ile ilgili süreçler hızlanmış olur.
Müfettişler kaza yerinde inceleme yaparken, kazaya uğrayan işçi eğer durumu orada olabilecek kadar iyiyse mutlaka orada bulunmalıdır. Eğer kazaya uğrayan işçi orada bulunabilecek durumda değilse, olayı gören çalışan arkadaşları var ise, mutlaka müfettişlere bilgi vermelidirler. Müfettiş de raporlarına bu kazayı gören işçilerin isimlerini tanık olarak yazmalıdır. Bu ifadeler sonrasında davanın seyri anlamında büyük öneme sahip olacaklardır. İş kazası kanununa baktığımızda da tüm bu aşamalarda zarar gören kişiye yapılan yardım işlemleri bir hayli hızlandırdığı ve dava seyrini işçi lehine yönelttiğini genel olarak görmekteyiz.
Bu haklarınızı alma noktasında, yine işin uzmanı meslek hastalığı avukatı veya iş kazası avukatından destek almanızda fayda vardır.
Gibi durumları karşılayanlar iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından yararlanırlar.
6331 sayılı Kanununa göre; işveren iş kazalarını önlemek için risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür (İSGK m.4/1-c). İş yerlerindeki risklerden korunmak için işverenin önceliklerinden birisi de toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermektir. Buna ilave olarak, işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar (İSGK m.4/1-a). En önemlisi de, iş yerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar (İSGK m.4/1-b). Yani işverenler iş yerlerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine işçiler tarafından uyulup uyulmadığını sürekli denetleyeceklerdir. Örneğin koruyucu malzemeyi bulundurmakla yetinmeyecekler, denetim sonucu bunların kullanılmasını da sağlayacaklar, kullanmayanlara disiplin cezası uygulayabileceklerdir. Sonuç olarak sadece malzeme tedariki yeterli değildir. Aynı zamanda bu malzemelerin kullanımları da işverence denetlenmelidir.
İdare, kamu hizmetlerini yürütürken eğer kişilerin zarar görmesine neden oldu ise burada bir sorumluluktan bahsedilebilir. Bu anlamda özel hukukta olduğu gibi idare hukukunda da hukuki sorumluluktan söz edebilmek için maddi ve hukuki bazı şartların bir arada bulunması gerekir. Nitekim hukuki sorumluluğun doğabilmesi için öncelikle ortada bir zarar olmalıdır. İkinci olarak, zarar ile eylem arasında hukuki illiyet bağının varlığı aranmalıdır. Nihayetinde de zarara sebebiyet veren işlem ve eylemlerin idareye yüklenebilir nitelikte olması gerekir. Memur iş kazaları tıpkı özel hukukta olduğu gibi iş mahkemelerince bir yargı sürecinde incelenir. Genellikle işçinin çalıştığı kamu kurumu ile uzlaşılması ile dava sonuçlanır. Kamuda kaza geçirenlerin hakları noktasında İş kazası avukatı ve Meslek hastalıkları avukatı konularında uzman ekibimizden destek alarak haklarınıza kavuşma noktasında ciddi bir destek alabilirsiniz.
İşverenin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle sorumluluğu, 4857 sayılı İş Kanunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte Yargıtay içtihatlarından kaynaklanmaktadır. Bu kapsamda, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür (TBK m.49). Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür (TBK. m.66). Hakim tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler (TBK m.51). Görüleceği üzere Türk Borçlar Kanunu bu düzenlemelerle işverenin kusura dayanan sorumluluğunu hüküm altına almıştır.
Bununla birlikte iş kazası iş yerinde meydana gelen bir olaydan değil de, dış etkilerden kaynaklanan bir olay ile meydana gelmiş ise, burada işverenin sorumluluğundan bahsedilemeyecektir. Örneğin iş yerine koli getiren kargo görevlisinin iş yeri çalışanını yaralaması veya öldürmesi olayı bir iş kazası sayılacak ancak illiyet bağı kesildiği için işveren sorumlu olmayacaktır. Yargının ise genellikle zayıf olan işçi lehine kanunu yürütme meylinde olduğu söylenebilir. İş kazaları sonrası işverenin savunması da bu hükümler çerçevesinde avukatlarımızca yapılmaktadır.
İşyerinde yönetim hakkı işverene aittir (TBK m.399). İşveren iş görme ediminin alacaklısı olan ve işçiye en üst düzeyde emir ve talimat verme yetkisine sahip kişidir. İş hukukunda işveren bu sıfatından dolayı bazı yetkilerle donatılmış olmakla birlikte birçok sorumluluğu da yüklenmiş bulunmaktadır. İşverenin iş mevzuatından veya iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, kendisine hukuki, cezai ve idari yaptırımlar uygulanabilmektedir. Bir gerçek kişi işveren hukuki sorumlulukların muhatabı sayılmaktadır. Şayet aynı iş yerinde birden fazla gerçek kişi işveren varsa birlikte hukuki sorumluluk söz konusu olur. İş yerinde sadece ortaklığı bulunan işverenin varlığı halinde ise, hukuki sorumluluk soyut işverene de ait olur. İş yerinin işvereni bir gerçek kişi ise cezai açıdan sorumluluk bu işverene aittir. Aynı iş yerinde birden fazla gerçek kişi işveren varsa o zaman iş mevzuatına ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyen ve o konuda yetkili kılınmış olan işveren cezai sorumluluğun muhatabı olur. Başka bir deyişle, somut-soyut işveren ayrımı sorumluluk yönünden önem taşımakta, hukuki sorumluluk soyut işverene ait olmakta; cezai ve idari sorumluluk somut işverene yüklenmektedir. Sonuç olarak işveren veya halk dilinde patronların yasal olarak ayrı ayrı sorumlulukları mevcuttur.
Herhangi bir durumdan ötürü meydana gelen iş ve işçi kazalarında mahkeme tarafından kusurun kimde olduğu belirlenir. Toplanan deliller üzerine yapılan araştırmalarda 3 tür kusur şekli vardır.
Ölen/yaralanan çalışanın yakınları, destekten yoksun kalma tazminatı, iş kazasından doğan kalıcı sakatlık için bir tazminat bedeli, meslekte kazanma gücünün kaybı talepleri ile, iş kazasından dolayı hastane masrafları, özel bakım ücreti bedellerini dava konusu yapabilecektir. Bu itibarla 6098 sayılı Kanuna göre, bir kimsenin iş kazası sonucu hayatını kaybetmesi halinde destekten yoksun kalanlar, yüzünden uğradıkları zararın tazminini isteyebilirler (m.53). Başka bir deyişle kanun, işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alma (işçiyi gözetme) borcuna (m.417/2) aykırı hareket ederek, işçinin ölümüne sebebiyet vermesi halinde, onun yardımından (desteğinden) yoksun kalanlara, bu yüzden uğradıkları (maddi ve manevi) zararları tazmin ettirme hakkı tanımıştır (m.417/3). Aynı zamanda 'zarara sebebiyet veren taraf tazminle mükelleftir' hukuki ilkesi gereğince işveren her türlü zararı kusuru oranında tazmin etmekle mükellef olacaktır. Ölen kişilerin yakınlarının hakları noktasında avukat hizmetini ofisimizden alabilirsiniz. Aynı zamanda işverenin kaza sonrası avukat desteği alması uğrayabileceği hak kayıplarının da önüne geçer.
Türk Borçlar Kanununun 54 üncü maddesi; “Bedensel zararları, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak düzenlemiştir.
Dolayısıyla, bir iş kazası sonucu yaralanan işçi, çalışamamasından kaynaklanan ücret kayıplarının yanında, iş gücü kaybı nedeniyle ileride elde edemeyeceği ücretlerini, tedavi masraflarını, bunlar için yapılan ek masrafları (yol gideri gibi) ve iş kazası nedeniyle uğradığı zararların tamamını işverenden isteyebilir.
Elbette burada işverenin kusuru önem kazanmaktadır. İşverenlerin iş kazalarında kusurlu sayılmasına sebep olan en temel unsurun kanunların kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmemesinden kaynaklandığı söylenebilir. Örneğin işverenler, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak gereken her türlü önlemi almadıkları, araç ve gereçleri noksansız bulundurmadıkları, denetim ve eğitim görevlerini yerine getirmedikleri ve/veya işyeri iş güvenliği örgütlenmesini sağlayamadıkları sürece kusurlu sayılacaklardır.
Bununla birlikte, işyerlerinde iş güvenliği örgütünü oluşturmayan ve/veya bu örgütü gerektiği şekilde işletmeyen işverenler, bu sebeple oluşan iş kazalarında kusurlu sayılacaktır. Zira iş güvenliği uzmanı ve hekiminin istihdam edilmemiş olması, iş sağlığı ve güvenliği kurulunun oluşturulmaması, işyeri sağlık biriminin kurulmaması gibi uygulamalar, o işyerinde alınması gereken her türlü önlemin alınmadığının açık göstergesi durumundadır.
İşveren kusuru oranında; tedavi giderlerini, kazanç kaybını, çalışma gücünün azalmasını ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplarını özellikle bedensel zararları tazmin etmek zorundadır. Bu noktada iş kazası uzmanı avukat ile çalışarak tüm bu hakların alınması noktasında yol alınabilir.
Manevi tazminat, iş kazasına ya da meslek hastalığına maruz kalan çalışanın uğradığı bedensel kaybın neden olduğu acı ve ıstırabı hafifletmeyi amaçlar. Çalışanlar iş kazası ve meslek hastalığı sonucunda sadece maddi zararlara değil manevi zararlara da maruz kalabilirler. Bu itibarla kişilik haklarında uğranılan zararın karşılanması amacıyla çalışana veya hak sahiplerine manevi tazminat talep etme hakkı tanınmıştır (m.56, 58). Bununla birlikte, işverenin maddi tazminattan sorumlu tutulduğu bazı hallerde, çalışanın veya hak sahiplerinin manevi tazminat istemesi mümkündür. Bu noktada birçok karar vardır. İş kazası sonrası manevi tazminat ve bu tazminatın alınmasında profesyonel destek şarttır. Kişilerin kaza sonrası hakları noktasında uzman bir avukattan destek almaları şarttır.
İşverenin cezai sorumluluğu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunundan kaynaklanır. Çünkü işverenin yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca alması gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine aykırı davranarak çalışanın iş kazasına uğraması veya meslek hastalığına tutulmasına neden olması, “tedbirsizlik” ve “dikkatsizlik” sonucu bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yol açma suçunu oluşturur. Birden fazla kimsenin ölümüne ve/veya yaralanmasına yol açma durumunda verilecek ceza arttırılmaktadır (TCK m.85, 89). Şikayete bağlı ve kusura dayanan (taksirli) suçlarla ilgili bu maddelere göre, işveren hakkında uygulanacak hapis cezası, mağdurun(çalışanın) kusuru oranında indirime tabi tutulur. Bu anlamda işveren çalıştırdığı elemanların hem mesleki hem de iş kazaları yönünden her türlü güvenlik önlemini almalıdır.
İş sözleşmesine tabi çalışanlar tarafından işverene karşı açılacak maddi, manevi ve destekten yoksun kalma tazminatlarına ilişkin davalar on yıllık zaman aşımına tabidir (TBK m.146). Kamu işvereninin işyerinde alınması gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almaması sebebiyle iş kazasına maruz kalarak zarara uğrayan kamu çalışanları ise, öncelikle zararının tazmini için eylemin tamamlandığı ve zararın kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde ve her halde eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde idareye başvuru yapmalıdır. Bu başvuruya cevap verilmesi halinde, cevabın tebliğinden itibaren; cevap verilmemesi halinde 60 günlük bekleme süresinin sonundan itibaren 60 gün içinde idari yargıda tam yargı davası açılmalıdır. Bu bilgiler işçilerin haklarını koruma anlamında büyük önem arz etmektedir.
5510 sayılı Kanunun 13. maddesine göre iş kazasının tanımı, sigortalının herhangi bir olay sonucu bedence ve ruhça arızaya uğramasıdır.
Ancak sadece ruhça ve bedence arızaya uğraması iş kazası sayılması için geçerli neden değildir. Bunun yanında iş kazası olayı ile sonuç arasında ilişki bulunmalıdır. Yani, uğranılan kaza bir nedene dayanmalıdır.
Ancak, burada göz önünde bulundurulması gereken husus, öncelikle bir olayın var olması ve bu olay ile sonuç arasında bir ilişki bulunması yani neden sonuç ilişkisi gereklidir.
Bununla bağlantılı olarak kalp krizinin de iş yerinde, işverenin talimatlarını uygulamaya hazırken ve dış etkenlerin etkilemesi ile kalp krizi geçirirse, bu durum iş kazası sayılacaktır. Aksi durumlarda işçinin kalp krizi geçirmesi iş kazası olarak değerlendirilmeyecektir.
İşverenin sağladığı, işe gidip gelmek için kullanılan servis araçlarının işçilerin evinden alınıp iş yerine getirildikleri süre içerisinde kaza yapması sonucu işçilerin hayatını kaybetmesi veya yaralanması iş kazası olarak değerlendirilmektedir.
Ancak, iş yerine geldikten sonra servisten inip iş yerine girmeden silahlı saldırıya uğraması sonucu ölmesi iş kazası olarak değerlendirilmemektedir. Çünkü bu durumda henüz iş yerine giriş gerçekleşmemiştir ve söz konusu saldırı iş yeri dışında olmuştur.
Sigortalılar önce kendi güvenliklerini, işverenler ise önce çalışanlarının canlarını ve ödeyecekleri tazminat tutarlarının fazlalığını göz önüne bulundurarak iş sağlığı ve güvenliği hususlarına dikkat etmelidirler. İş yerine ait servis aracında gerçekleşen ölüm ve yaralanmalarda hukuki olarak haklarınız bakidir. Trafik kazalarında uzman avukatımızdan destek alarak yasal haklarınıza kavuşabilirsiniz.
Sigortalılık hakkı yasal bir hak olup aynı zamanda mecburidir. Sigortalılık isteğe bağlı değildir. İşçi ile işverenin sigortalılığın yapılmayacağı konusunda yapacağı her türlü sözlü ve yazılı anlaşma geçersizdir. Bu bakımdan, işçi bakımından sigortasız çalıştırılma hukuk düzeninde bir anlam ifade etmeyeceğinden, sigortalı çalışan bir işçi gibi her türlü haktan yararlanabilir. Bu bilgiler ışığında sigortasız çalışanın başına bir durum gelmesi halinde işveren sorumlu olacaktır.
Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca düzenlenecek raporlardaki teşhis ve bu teşhise dayanak teşkil eden belgeleri incelemek suretiyle;
belirlemek üzere, yetkili hekimlerden oluşan kuruldur.
Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya, hesaplanan aylık kazancının % 70’i oranında gelir bağlanır. Ancak sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlama oranı % 100 olarak uygulanır.
İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen yada sürekli iş göremezlik geliri almakta iken ölen sigortalı ölüm aylığı bağlanması için gerekli şartları da yerine getirmiş ise hak sahiplerine hem ölüm geliri hem de ölüm aylığı bağlanır. Ancak bunlardan yüksek olanın tamamı düşük olanın yarısı ödenmektedir.
Sonuç olarak iş kazası veya meslek hastalığı noktasında profesyonel yardımla hem sizlerin hem de geride kalan hak sahiplerinin haklarını alma noktasında “kazada tazminat” ekibi olarak sizlere katkı vermekteyiz. Ofisimizden 24 saat bilgi alabilir ve bu sayede ikinci kez mağdur olmadan hakkınıza kavuşabilirsiniz.